Bilindiği üzere, KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİ ile daha önce çıkarılmış olan 123 adet KDV Genel Tebliği yürürlükten kaldırılarak KDV konusu tek Tebliğde toplanmıştır.
Daha sonra çıkarılan 33 adet değişiklik Tebliği muhtelif Sirkülerlerimiz ile açıklamalara konu edilmiştir.
Söz konusu KDV Genel Uygulama Tebliğinin bazı bölümlerinde Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 34) ile yapılan değişiklikler 05.02.2021 TARİHİNDEN İTİBAREN GEÇERLİ OLMAK ÜZERE yürürlüğe girmiştir. (R.G. – 05.02.2021 – 31386)
34 no.lu KDV Genel Tebliği ile getirilen değişiklikler aşağıda tablo halinde özetlenmiştir.
34 NO.LU KDV GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ İLE GETİRİLEN DEĞİŞİKLİKLERİ ÖZETLEYEN TABLO
(Yürürlük 5 Şubat 2021)
TEBLİĞ MADDE NO | GETİRİLEN DEĞİŞİKLİĞİN ÖZET OLARAK AÇIKLANMASI |
1 |
Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin I/C-2.1.3.1. Kısmi Tevkifatın Mahiyeti ve Tevkifat Uygulayacak Alıcılar başlıklı bölümünün son paragrafının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Şu kadar ki, işleme taraf satıcı mükellefin de mücbir sebep kapsamında bulunması halinde, söz konusu alımlarda genel hükümler çerçevesinde tevkifat uygulamasına devam olunur.”
Tebliğin I/C-2.1.3.1. son paragrafında, mücbir sebep dolayısıyla beyanname verme yükümlülükleri ileri tarihe ertelenen mükelleflerin, mücbir sebep halinde bulunduğu süre içerisinde kısmi tevkifat kapsamındaki alımlarında tevkifat uygulanmayacağı belirtilmiştir. Bu paragrafın sonuna eklenen yukarıdaki cümle ile satıcının da aynı anda mücbir sebep kapsamında bulunması halinde tevkifat uygulamasına devam edileceği düzenlenmiştir. Yani alıcı ve satıcının mücbir sebep kapsamında bulunması halinde 5 Şubat 20021 tarihinden itibaren KDV tevkifatı uygulanacaktır.
|
2
|
Aynı Tebliğin II/A-2.2. Hizmet İhracı – İstisnanın Tevsiki ve Beyan başlıklı bölümünün birinci paragrafında parantez içi kısımda yer alan “dövizin” ibaresi “bedelin” olarak değiştirilmiş, dördüncü paragrafının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiş, beşinci paragrafında ve devamındaki “Örnek”te yer alan “döviz olarak” ibareleri yürürlükten kaldırılmış ve (II/A-2.3.) bölümünün birinci paragrafında parantez içi kısımda yer alan “dövizin” ibaresi “bedelin” olarak değiştirilmiştir. “Bununla birlikte, faturasında Türk Lirası karşılığı gösterilen hizmet ihraçlarında, bedelin Türk Lirası olarak Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden belgelere istinaden de iade yapılabilir.”
Hizmet ihracında sadece hizmeti alanın yurt dışında mukim olması, faturanın yurt dışı alıcı adına düzenlenmesi ve bu hizmetten Türkiye dışında yararlanmış olması şartları aranmaktadır. Bu şartları sağlayan hizmete ait fatura KDV’siz olarak düzenlenebilir ve KDV beyannamesinin Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler bölümünde 302 kodla beyan edilir.
Ancak Maliye İdaresi, hizmet ihracına ilişkin KDV iadesi alınabilmesi için ayrıca hizmet bedelinin döviz olarak Türkiye’ye getirilmiş olması şartını da aramakta, hizmet bedelinin yurt dışından TL olarak getirildiği hallerde iade taleplerini reddetmekteydi. (Uygun bulmadığımız bu şartın tatbik edildiği birkaç olayda kazandığımız davalar mevcut olup, benzer yargı kararları başka mükelleflerin davalarında da oluşmuştur.)
Maliye İdaresi yukarıdaki değişiklikle BEDELİNİN TL OLARAK GETİRİLDİĞİ HİZMET İHRAÇLARINDA DA KDV İADE TALEPLERİNİ KABUL EDECEĞİNİ DUYURMUŞTUR.
Yapılan değişiklikle, TL cinsinden yapılan hizmet ihraçlarında da KDV iadesi yapılmasına imkân sağlanmıştır. Buna göre, bedelin Türk Lirası olarak Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden belgelere istinaden iade yapılabilecektir. Hizmet ihracına ilişkin fatura TL olarak düzenlenebileceği gibi, TL dışı para birimleri üzerinden de düzenlenebilir. Ancak bu takdirde yabancı paranın TL karşılığının faturada gösterilmesi istenmektedir. Başka bir anlatımla getirilen TL ile faturadaki TL’nin uyumu aranacaktır.
|
İlgili sirkülere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/02/20210205-13.htm