Türkiye-AB ilişkileri çerçevesinde Türk taşımacıları adına hak arayışlarını sürdüren UND heyetinin Brüksel çıkarmasının son gününde AB Komisyonu Hareketlilik ve Ulaştırma Genel Müdür Yardımcısı Fotis Karamitsos ile bir araya gelindi. UND Heyetinin Karamitsos ile yaptığı görüşmede, AB Komisyonu’nun meseleye yapıcı yaklaşımı memnuniyetle karşılanırken; Genel Müdür UND Başkanı tarafından “sadece Türk taşımacılarının maruz kaldığı ayrımcılıklar” konusunda sunulan çarpıcı örnekler ve bilgileri ilgiyle dinleyerek not etti.

UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener: ”Türkiye ve AB arasındaki mevcut anlaşmalar gereği Türkiye, AB için herhangi bir 3. ülke değildir. Eğer Türkiye 3. ülke ise Moldova, Sırbistan, Beyaz Rusya ve diğer ülkeler kaçıncı sıradadır? UND olarak inceledik; aksi iddia ediliyor olsa da, AB ile mevcut anlaşmalarımızda, ilgili maddeler ile, AB ile Türkiye arasında ulaştırma ilişkileri de tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre, AB içerisinde geçerli olan ulaştırma kuralları, Türkiye’ye de coğrafi durumu göz önünde bulundurarak teşmil edilir, yani Türkiye’yi de kapsayacak şekilde uygulanır. Üstelik, Türkiye ulaştırma alanında AB mevzuatına, daha müzakereler başlamadan, % 90 oranında uyum sağlamış durumdadır, AB’ye taşıma yapan ve tamamı AB’nin Euro normu çevre dostu araçlardan oluşan sadece 21.000 Türk aracının engellenmeye çalışılmasının ne çevre, ne de AB kuralları gibi gerekçelerle açıklanması mümkün değildir, bu haksız rekabettir. Almanya’ya mal taşırken topraklarından geçiyorum diye Bulgaristan, Romanya gibi ülkeler benden ücret alamaz, Avusturya gibi benim aracımı ve taşıdığım malı tren kuyruklarında günlerce bekletemez.”

UND İcra Kurulu Başkanı Şener’in bir gün önce AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Kallas’a a sunduğu “bir tekeri kırık TIR maketini” memnuniyetle kabul edip masasına yerleştiren Genel Müdür Yardımcısı Karamitsos: “Komisyon olarak başlattığımız karayolu kotalarının etki analizi ile önemli bir yol alacağımızı düşünüyorum. Bu analiz sonucunda yeni bir anlaşma veya iyileştirmeler gündeme gelebilir, bunun için AB Konseyi’nden yetki almamız gerekiyor. Bu süreçte siz de sektörünüzün yaşadığı sıkıntıların özellikle AB ekonomisi açısından yarattığı kayıpları açıkça ortaya koyan rakamlar ve verileri sunarak etkili olabilirsiniz, dedi.